Yazı: Berçem Osmanoğulları
Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı Koordinatörü Berçem Osmanoğulları, programın ortaya çıkış hikayesini, amacını ve program deneyimlerini anlattı.
Küreselleşme, başlangıçta kültürlerarası etkileşim ve ekonomik refah gibi pozitif yönleri üzerinden ele alınsa da, 2000’lere geldiğimizde toplumsal ve çevresel etkileri ile gündeme gelmeye başladı. Toplumlar ve topluluklar arasında gelir dağılımında, eğitimde, sağlık hizmetlerine erişimde ve çevreye ulaşım gibi alanlarda çok katmanlı eşitsizliklere neden oldu. Özellikle hassas grupların kriz, afet ve savaş dönemlerinde daha da dezavantajlı hale geldiğini gözlemliyoruz.
Önümüzdeki tablo, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını (SKA’lar), toplumsal ve çevresel meselelerin çözümünde bir yol haritası olarak benimsemeyi ve SKA’ları bütüncül (holistic) bir yaklaşımla değerlendirmeyi gerektiriyor. Bu kapsamda, eşit, adil ve sürdürülebilir bir dünyanın inşa edilmesi için sosyal faydayı merkeze alacak fikirleri, toplumsal dönüşümlere aracılık edebilecek ‘onarıcı’ ve/veya ‘aşındıran’ süreçler ile buluşturmak elzem. Biz de Impact Hub İstanbul olarak, toplumsal ve çevresel meselelere nokta atışı çözümler üretmek için ihtiyaca göre şekillenen destek mekanizmaları oluşturuyoruz. Bu mekanizmalar, sosyal etki odaklı ve uzun vadeli sürdürülebilir modellerin gelişmesine katkı sağlıyor. Tam da bu yüzden, SKA’ların uygulanması çağrısına katkı sağlamak için, Borusan Holding’in desteğiyle Sürdürülebilir Fayda Programı’nı tasarladık.
Sivil toplum çalışanları, akademisyenler, aktivistler, bağımsızlar, topluluk – inisiyatif üyeleri ve sosyal girişimciler; etki aktörleri diye tek bir çatı altında toplayabileceğimiz hedef kitlenin, ekosistemde yeterince görünür ol(a)maması ve terzi usulü (tailored – made) desteklere erişememesi sorununa çözüm getirme ana misyonu üzerinden etki aktörlerinin etki hikayelerini, geniş kitlelerle buluşturmak üzere yola çıktık.
Dönüşüme Davet: Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı
Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı, toplumsal ve çevresel meselelerin çözümüne yönelik hedef kitlesini etkilemek ve harekete geçirmek üzere yola çıkmış, yenilikçi yöntemler kullanan ve sosyal etki potansiyeli yüksek projelerin desteklendiği bir kapasite geliştirme ve hibe programıdır. Programın ilk döneminde, iklim krizi ile mücadele ve eşitsizliklerin azaltılması ana temaları çerçevesinde 3 ekibe kapasite geliştirme desteği (birebir mentorluk, koçluk, eğitim, görünürlük, etki ağlarına dahil olma fırsatı vb.) sunarken, ikinci dönemde ise deprem bölgesindeki eğitim, çevre, istihdam, sağlık gibi temel problem alanlarında proje üreten 4 ekibe destek olduk. Aralık 2024 – Haziran 2025 arasında gerçekleşecek yeni dönemde ise iklim krizi ile mücadele ve eşitsizliklerin azaltılması ana temaları ile ilerleyerek yenilikçi ve kalıcı çözümler üreten 3 projeyi destekleyeceğiz.
Desteklediğimiz etki aktörlerinin, tek seferlik projeler gerçekleştirme, sadece indikatörlerin tamamlanmasına odaklanan ve ardından yeni bir projeye başlama tutumu yerine, sürdürülebilir bir model inşa etmeleri için onlara, değişim teorisi yaklaşımı ile etki odaklı düşünme becerisi kazandırıyoruz. Yaklaşık 6 aylık proje uygulama sürecinde ekiplere, kapasite ve finansal desteklerin yanı sıra, etki yönetimi, ağ ve topluluk ve iş birliği geliştirme gibi alanlarda da dayanıklılıklarını güçlendirmeye destek oluyoruz.
Bu doğrultuda, programın desteklediği etki aktörleri aracılığıyla, toplumun çok tipli-geniş ve hassas kesimlerini olumlu yönde etkileyebilecek güçlü bir alan ve bir çarpan etkisi yaratıyoruz. Etki aktörlerinin ekosistemde kalıcı ve öncü bir yer edinmesini sağlamak, etkilenen kitlenin desteklenmesine ve güçlenmesine ortam hazırlar; dolayısıyla bu program, toplumsal dönüşümün kapısını eşelemenin ötesinde bir dinamiğe sahip.
Desteklenen Projeler
Programın ilk dönem mezunu Zaman Yolcusu Kreta animasyon filmi, Hatay’da ilk gösterimini yaptıktan sonra, şimdilerde ilkokullarda ve ortaokullarda çocuklara iklim krizinin etkilerini anlatıyor ve film festivallerinden ödüllerle dönüyor. Yakın zamanda ise Kreta, uzun metrajlı bir film olmaya hazırlanıyor. Umut Pina ise, Pina’ların ve Marmara Denizinin korunması için bilimsel çalışmalar yapıyor, balıkçıları, denizcileri, turizmcileri ve ilgili bakanlık yetkililerini harekete geçirirken vatandaşları da çözüme dahil ederek geniş bir farkındalık ve savunuculuk faaliyeti yürütmeye devam ediyor. Erdek Ticaret Odasının ve Erdek Belediyesi’nin desteğiyle, Erdek’te yer alan otellerde ve plajlarda pinalarla ilgili uyarı levhaları ve afişler bulunuyor ve halktan “burada pina gördük, gelip bakar mısınız? mesajları geliyor. Aynı zamanda, programın topluluk oluşturma desteği kapsamında, bu 2 ekip arasında gelişen iş birliği ile Cam Balık’ın Marmara denizine dalış yaptığı iklim dostu çocuk kitabı Cam Balık’ın Yolculuğu Umut Pina, raflarda yerini aldı.
Programın ikinci dönemindeki projeler vasıtasıyla, Sağlık Hakkı Derneği’nin deprem bölgesindeki kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı problemlerine dikkat çekmek ve bu sorunları azaltmak üzere elçiler yetiştirilmesine; erişilebilir bir Hatay için karar alıcıları harekete geçmeye davet eden Erişilebilir Her Şey’in ses getiren dijital bir kampanya düzenlenmesine; Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı Derneği’nin toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı bir afet yönetimi için Hatay ve Maraş’taki kadın liderlerin güçlenmesine; Çiftçiden Eve’nin deprem bölgesindeki üreticilerin ürünlerinlerinin tanıtılmasına-satılmasına ve tarımsal kalkınmaya destek olduk. Böylelikle, afet dönemlerinde ortaya çıkan akut problemlerin çözümüne, görünür olan eşitsizliklerin azaltılmasına, orta ve uzun vadede deprem bölgesindeki yeniden inşa sürecine katkı sağlamak için proje ekiplerine eşlik ettik. Sağlık elçileri, Hatay’daki kadınlara destek olmaya, “engeller inşa edilir” adlı kampanya geniş kitlelere ulaşmaya, kadın liderlerin bulundukları alanlardaki güçlü temsiliyeti ve üreticilerin geçimlerini sağlaması ve bölgedeki üretimi yaşatma motivasyonları devam ediyor.
Sonuç Yerine
Sürdürülebilirlik kavramına, SKA’lara, sosyal faydaya ve toplumsal dönüşüm alanlarına bütüncül bakmak, ilk bakışta “peki nereden başlayacağım?” sorusunu akla getirebilir. İşte, Borusan Sürdürülebilir Fayda Programının hikayesi, tam da burada öne çıkıyor. Borusan Holding ile sivil toplum ve girişimcilik arasında etki odaklı iş birliklerine aracılık ederek, iyi örnekler sunmamız ve yeni etki aktörlerini ekosisteme dahil etmemiz, programın etkisini ortaya koyuyor. Sorunuzun cevabını, bu hikâyede bulabilirsiniz ve belki bu gibi programlar – çalışmalar tasarlayabilirsiniz.
Toplumsal ve çevresel eşitsizliklere karşı harekete geçmek için makro değişimleri, Godot’yu bekler gibi beklemek yerine, sivil toplum aktörlerini, aktivistleri, sosyal girişimcileri, toplulukları ve iş dünyasını, krizlerin ve eşitsizliklerin çözümüne dahil ederek rotamızı, daha çok sistematik aşındırma gibi içeriden dönüşüme veya onarıcı bir kolektif eylemliliğe çevirmeliyiz. Bu rotada denizin dalgalı olduğunu biliyorum ve bazen romantik bazen de bir psiko-gerilim filminin içerisindeymiş gibi hissediyorum; ama o duşun perdesini ‘birlikte’ çektikten sonra Kim Korkar Hain Hitchcock’(lar)dan değil mi?
Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nın “Geçmiş Dönemler” menüsünden, desteklenen projelerle ilgili daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz. Projelerin etki odaklı hikayelerini içeren ve yönetmenliğini Vedat Atasoy’un üstlendiği belgesel çalışmalarını izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.